Türk Ceza Kanunumuzda bir kimseye karşı onurunu, şerefini veya saygınlığını rencide edici nitelikte fiil gerçekleştirme eylemi suç olarak düzenlenmiş olup Türk Ceza Kanununun sekizinci bölümü olan “Şerefe Karşı Suçlar” başlıklı bölümünde ve 125. Maddesinde hakaret suçu düzenlenmiştir. Hakaret suçunda görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.

TCK MD 125/1’de “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (...) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.” denilerek hakaret suçunun tanımı ve işlenmesi halinde verilecek ceza kanun koyucu tarafından düzenlenmiştir.

TCK MD 125/2’de “Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.” denilerek suçun sesli veya yazılı veyahut da görüntülü iletiyle işlenmesi halinde de sanığa aynı cezadan hükmolunacağına değinilmiştir.

TCK MD 125/3’te ise kanun koyucu tarafından hakaret suçundan dolayı verilen cezanın ağırlaştırıcı sebepleri sayılmıştır. Şöyle ki;

Hakaret suçunun;

a)Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,

b)Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,

c)Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.” şeklinde düzenlenerek hakaret suçuna verilen cezanın hangi hallerde ağırlaştırıcı olduğu kanun koyucu tarafından sayılmıştır.

TCK MD 125/4’te ise hakaretin alenen işlenmesi halinde cezanın altıda biri oranında artırılacağı söylenmiştir. Devamında TCK MD 125/5’te ise; “Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.” ifadesiyle kamu görevlilerine görevlerinden dolayı işlenen hakaret suçunda zincirleme suç hükümlerinin işleneceği dile getirilmiştir.

Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır. İsnat edilen ve suç oluşturan fiilin ispat edilmiş olması halinde kişiye ceza verilmez. Bu suç nedeniyle hakaret edilen hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı verilmesi halinde, isnat ispatlanmış sayılır. Bunun dışındaki hallerde isnadın ispat isteminin kabulü, ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikayetçinin ispata razı olmasına bağlıdır. İspat edilmiş fiilinden söz edilerek kişiye hakaret edilmesi halinde, cezaya hükmedilir.

 

 

İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

 

YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ 2020/10052 ESAS ve 2021/38 KARAR SAYILI İLAMINDA;

“ Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Sanığın müştekilere söylediği "size de kurumunuza başlarım lan " şeklinde kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerin, müştekilerin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır.” şeklinde karar vererek hakaret suçunun unsurlarının oluşmasının önemi vurgulanmıştır.

 

YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ 2015/11227 ESAS ve 2016/14515 KARAR SAYILI İLAMINDA;

“Katılanın sanığa göndermiş olduğu mesajda hakkını helal etmeyeceğine yönelik ifadesine sanığın “…bende hakkın varsa Allah rızası için etme, edersen şerefsizsin…” diyerek karşılık verdiğinin anlaşılması karşısında, isnadın şarta bağlı veya bir olasılık halinde dile getirildiği, hakaret etme kastıyla hareket edilmediği gözetilmeden sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi hatalıdır.”  sonucuna varılarak karar verilmiştir.

 

YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ  2018/7790 ESAS ve 2019/1445 KARAR SAYILI İLAMINDA;

“Dava, sesli, yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret suçuna ilişkindir. Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar, soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa iddianame düzenler. Şüphelinin ad ve soyadının yazılı olduğu @... kullanıcı adlı twitter hesabından müştekiden bahsedilerek paylaşımlar ( retweetler ) yapıldığı, mevcut delillerin şüpheli hakkında hakaret suçunun işlendiği hususunda iddianame düzenlenebilmesi için yeterli şüphe oluşturduğu açıktır. Şüphelinin eyleminin sübut bulup bulmadığı hususu, tüm kanıtların mahkemece birlikte tartışılıp değerlendirilmesi sonucu belirlenmesi gerekmektedir. şüpheli hakkında Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar ve bu karara itiraz sonucunda verilen itirazın reddine dair Sulh Ceza Hâkimliğinin değişik iş sayılı mercii kararı hukuka aykırıdır.” diyerek sesli, yazılı veya görüntülü hakaret suçunun işlenmesi haline örnek bir karar vermiştir.